Kılıçdaroğlu 'Derhal partiden atılmalı'! Çok kararlıyım, dedi!

TAKİP ET

CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yapılacak seçimlere dair sandık başında görevli kişilerin yemek ya da sigara bahanesi ile sandığın başından ayrılmaması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, o gün sandıkların sigara içilmek için, bana yemek gelmedi bahaneleriyle terk edilmemesi gerektiğini vurguladı. Derhal partiden atılması gerektiğini ve bu konuda çok kararlı olduğunu söyledi. 'Bir yemek yemedin diye sandık terk edilir mi' diyerek konuştu.

Reklam
Reklam

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sandıktaki görevlinin yemek ya da sigara gibi bahanelerle sandığı terk etmemesinin önemli olduğunu vurguladı. “O gün sigara içmeyecek. Bana yemek gelmedi diyerek orayı terk etmeyecek. Onun derhal partiden atılması lazım” dedi. Diğer yandan CHP’nin 21 Mayıs Cumartesi, İstanbul Maltepe Meydanı’nda yapacağı miting hakkında bir gelişme yaşandı. CHP il başkan yardımcılığı düzeyinde olan bir heyet, altılı masadaki diğer partilere ziyarette bulunarak mitinge devam edecek.
‘Çankaya bizi bekliyor’
Kemal Kılıçdaroğlu, dün bir otelde CHP Ankara İl Başkanlığı tarafından düzenlenen dayanışma yemeğine katıldı. Çankaya Köşkü’nün tanıtıldığı video sunumun ardından Kılıçdaroğlu bir konuşma yaptı; “Çankaya bizi bekliyor. Bunun ben de siz de farkındayız. Ama oturduğumuz yerden kimse Çankaya’yı vermez, bunun için mücadele etmeliyiz” ifadelerini kullandı.
‘Aynı şeyleri söylemek zorundayız’
Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Halkın sorunlarını içselleştirmeliyiz, yaşadıkları sorunları yaşamalıyız. O zaman söylediğimiz şeylerin samimiyetini halka aktarabiliriz. Elektriğimi kestirdim, bedelini ödemeyerek. Çünkü elektriği kesilen 4 milyon vatandaşın yaşadığı dramı yaşamak gerekli. O zaman elektriği kesilen vatandaşların derdini samimi olarak daha geniş kitlere aktarabiliriz. Her bir arkadaşımla birlikte mücadele ederek, gücümüzü birleştirerek ve en önemlisi söylemlerimizi ortaklaştırarak sonuca varabiliriz. Ben ayrı, sizler ayrı şeyler söylerseniz bu olmaz, birlikte aynı şeyleri söylemek zorundayız. Birimiz A’dan, diğerimiz Z’den söz edersek halka güven veremeyiz. Halka güven verebilmenin yolu söylemlerimizi ortaklaştırabilmektir. Yeterli mi? Hayır. Her birimiz, birbirimizi eleştirmeyi bırakmalıyız. Ortaklaşa söylemlerimizi aynı minval düzleminde götürebilirsek, emin olun halk bize oy verecek. Daha önceden selam vermeyen kişilerin selam verdiğini görüyorum. Halk bizi samimi olarak bekliyor, uzun süredir mücadele ediyoruz. Bu mücadele hak mücadelesi. Bu mücadele aynı zamanda her insanın huzurla yatması adına verilen bir mücadeledir. Bu mücadele aynı zamanda alın terine değer verme mücadelesidir.”

Kılıçdaroğlu, bu mücadelenin aynı zamanda evine ekmek götüremeyen milyonlarca kişinin mücadelesi olduğunu ekleyerek “İktidara yürüyeceksek, dayanışma yemeğinin ardından, yarın sabahtan itibaren hepimiz çalışmalıyız. Çalışırsak sonuç alıyoruz. Kendi adıma söyleyeyim, eksiklerim olabilir. Fakat şundan bütün yol arkadaşlarım emin olsun, yorulmak bana haramdır, iktidara kadar yorulmayacağım” sözlerini sarf etti.
‘Yoruldum deme hakkımız yok’
Kendisine zaman zaman “Yoruldunuz mu?” diye sorulduğu zaman Kemal Kılıçdaroğlu, “Halk bu vaziyetteyken yoruldum deme hakkımız yok” ifadelerini kullandı.
Çalışmalarını günün 24 saati sürdürmeleri gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şu sözlere yer verdi:
“Nasıl çalışacağız? Önemli soru bu. Kendi kendimize konuşup da ‘Biz çalıştık’ dersek olmaz. Örgüt toplantısında da belirttim. Şimdi CHP’nin bilgi işlem merkezinde partilerin sahip olmadığı tüm bilgiler mevcut. Örgütümüz bu bilgilere rahatlıkla ulaşıyor. Hangi sandık çevresinden ne kadar oy aldık, hangi ilimizde oyumuz düşük, hangi ilçede az, bunların her biri belli. Demek ki çalışacağımız alanı seçerken ‘bizim mahallede’ çalışmayacağız. Oyumuzun az olduğu, bugüne kadar sağlıklı ilişkiler kuramadığımız insanlarla konuşarak, toplantı yapacağız. Samimi ilişkiler kurmak istiyoruz. Erdem deseniz, dürüstlük deseniz, birikim deseniz, ahlak deseniz var. Eksik ne? Strateji, eksik olan bu. Kime anlatacağımız konusunda çekingeniz. Mesele oy vermeyende değil, sorun oy istemeyende.”
Kılıçdaroğlu, Afyonkarahisar’da hiç oy almadıkları bir köye seçim esnasında gittiklerini ve kendilerine iki oy çıktığını anlattı. Daha sonra köyden 8 kişinin de partiye üye olduğunu belirtti, esnaftan çiftçisine herkesle kucaklaştıklarını anlattı.
Çözülemeyecek bir sorun yok
Kemal Kılıçdaroğlu, eksikleri görerek bunları telafi etmenin zorunluluk olduğunu vurguladı. Her zaman CHP için eleştirir, sorunları nasıl çözeceğini anlatmaz eleştirisinin yapıldığını ifade etti.
“Şunu artık Türkiye değil, tüm dünya biliyor. Bütün sorunları en tutarlı, en sağlıklı şekilde tespit eden CHP’dir. Her sorunu en sağlıklı şekilde çözecek parti de CHP’dir. Türkiye’nin çözülemeyecek bir sorunu yok. Tüm sorunlarını çözme kapasitesi vardır CHP’de. Eğer sorunu yaşayanı biz dinlersek, sorunu çözebiliriz.”
‘Görevimiz ağır…’
Bu çözümleri inanç ve kararlılık ile aktarmak zorunda olduklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, kendi kararlılıklarını vatandaşın da hissetmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Her partilinin ‘İkinci yüzyıla çağrı beyannamesi’ni ezberlemesi gerektiğini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, “Yasama organı bir kişinin iradesiyle el kaldırır, indirir duruma gelmişse, yürütme organı yasamayı ve yargıyı tekeli altına almış, rehin tutuyorsa o ülkede ciddi bir sorun vardır. Masum olan insanlar, aydınlar hapislerdeyse, sürekli yasaklar geliyorsa, il başkanlarına cezalar getirilebiliyorsa oturup düşünülmesi lazım. Bu ülkeye özgürleşmeyi, helalleşmeyi, demokrasiyi getireceğiz.  Görevimiz ağır, ama önemli olan zoru başarmaktır. Hepimizin omuzlarında ağır bir yük var.” değerlendirmesini yaptı.
CHP’lilerin her birinin ciddi bir sorumluluğu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, toplumsal sorunları çözmenin amaçları olduğunu belirtti.
Kitaplarında umutsuzluk diye bir söylem bulunmadığını ve umudu büyütüp yeşertmek zorunda olduklarını söyledi. Kılıçdaroğlu konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Kısır tartışmalardan vazgeçin, Buna kesinlikle izin vermeyin. Memleketin bunca sorunu varken kısır tartışma mı olur. Problemleri bilmek ve çözmek konusundaki güçlü iradeyi ortaya koyarsak ancak toplumun her kesiminden destek görebiliriz. Toplum kollarını açmış bekliyor, fakat biz mantığımız ve aklımızla, bilgimizle o insanlarla kucaklaşmak zorundayız. Belediye başkanlarımız bu süreç içinde gerçekten çok güzel çalışıyorlar. Bir tane bile belediye başkanımızın olmadığı yerlerde dahi toplantılar düzenliyor, bizi görüp tanısınlar, oradaki değişimi görüp fark ediyorsunuz. Bu yüzden bireysel olarak strateji çalışırken, parça olarak da çalışmak zorundayız. Geniş kitleleri kucaklamalıyız, yapacağız.”
‘Partiden atılması lazım…’
Kılıçdaroğlu seçim dönemindeki sandık konusuna da değindi. Sandıkta bulunan görevli kişinin yemek ya da sigara bahanesiyle sandığın başından ayrılmaması gerektiğini söyledi.
“O gün sigara içmeyecek, yemek gelmedi diye orayı terk etmeyecek. Derhal partiden atılması lazım, bu konuda çok kararlıyım. Yemek yemedin diye sandık mı terk edilir” sözlerini sarj etti.
İl ve ilçe başkanlarının tam bir şekilde görevlerini yerine getireceğini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, bundan 4 ila 5 yıl önce bir araştırmada 10 binden fazla partilinin sandıkları terk ettiğini gördüklerini aktardı. Şunları söyledi:
“O gün bir cenaze olabilir, bir hastası olabilir. Kendisi hastaneye yatmış. Sorun, böyle bir sorunu var mı yok mu? Sorunu olmayanların tamamını partiden attık. Bunlar partili değil. Seçim esnasında sandıkta görevli olan kişilerin nasıl bir görev üstlendiklerinin farkına varmaları gerekiyor. Sıradan, sağlıklı işleyen bir demokrasi ortamında seçime girmiyoruz. Baskının olduğu, yargının teslim alınmış olduğu, TBMM’nin büyük ölçüde teslim alındığı bir ortamda seçime giriyoruz, bu seçim sürecinde çalışmak zorundayız.”

6’lı masadaki partilere miting daveti
Diğer yandan CHP’nin 21 Mayıs tarihinde İstanbul’da düzenlenecek mitingiyle ilgili olarak yeni bir gelişme yaşandı. CHP İl Başkanlığı’ndan ve il başkan yardımcılarının da bulunduğu heyet, altılı masadaki diğer partileri de ziyaret ederek Maltepe Mitingine davet edecek.