Ücretli öğretmenlik sistemi kesinlikle kabul edilemez!

MEB'e bağlı devlet okullarındaki öğretmen açığını kapatmak amacıyla geçici süreliğine görevlendirilen ve girdiği ders saati karşılığında kazanç elde eden öğretmenlere ücretli öğretmen adı veriliyor.

Genellikle asgari ücretin bile altında “maaş” alan ücretli öğretmenler, çok ciddi geçim sıkıntıları yaşıyor.

Ücretli öğretmenlik sistemindeki bütün olumsuzluklara rağmen eğitim fakültesi mezunlarının çoğu çaresizlikten dolayı mecburen bu pozisyon için başvuru yapmaya devam ediyor. Ancak başvuran kişi sayısının fazlalığı sebebiyle büyük bir kısmı ücretli öğretmen olarak bile istihdam edilemiyor. Ayrıca ücretli öğretmenlik için eğitim fakültesinden mezun olma şartı da aranmıyor.

Eğitim sektörüyle ilgisi bulunmayan kişilere bile ücretli öğretmenlik yapma hakkı tanınıyor. Hâl böyle olunca sizin lisans sürecinde iken yıllarca aldığınız eğitim bilimleri dersleri, yaptığınız stajlar ve öğretmenlik alan bilginiz resmen yok sayılıyor. Yanlış eğitim politikaları sebebiyle öğretmenlik mesleği, saygınlığını kaybetmeye hızla devam ediyor.
Emek sömürüsünün devlet eliyle meşrulaştırıldığı meslek gruplarından biri olan ücretli öğretmenlikte “Ne kadar ders, o kadar ücret” felsefesiyle hareket ediliyor. Dolayısıyla bayram ve kar tatili gibi gerekçelerle derse giremedikleri zaman dilimlerinde kazançları daha da düşüyor.

Ücretli öğretmenler, çevreleri tarafından öğretmen olarak kabul edilmiyor. Kadrolu öğretmenlerin geneli ücretli öğretmenlere selam vermeye bile tenezzül etmiyor. Kadrolu-ücretli ayrımı, eğitim kurumlarının işleyişini olumsuz yönde etkiliyor. Ücretli öğretmenler, herhangi bir okul içi etkinlik düzenlemek istediklerinde okul yönetimi tarafından asla dikkate alınmıyor.