FOX ekranlarında tanıtım fragmanının yayınlanmasıyla dikkatleri üzerine çeken Son Nefesime Kadar adlı dizinin oyuncu kadrosunda birçok tanıdık isim yer alıyor. Yönetmenliğini Deniz Çelebi Dikilitaş'ın üstlendiği dizinin senaryosunu ise Hatice Meryem, Kerem Bozok, Özlem Elginöz ve Birol Elginöz uyarlamaktadır. Son Nefesime Kadar dizisinin başrollerini Nurgül Yeşilçay, Emre Kınay ve Ertan Saban paylaşırken dizinin oyuncu kadrosunda ise Begüm Birgören, Rojda Demirer, Baran Bölükbaşı, İpek Filiz Yazıcı, Emre Bey, Taha Baran Özbek gibi isimler yer almaktadır. Pastel Film imzalı dizinin karakter detayları ise şöyle:
Mihri-Nurgül Yeşilçay Mihri, torunu Umut ve kız kardeşi Emel’le birlikte yaşayan deneyimli bir Başkomiserdir. Yakın geçmişinde yaşadığı büyük dram yüzünden parçalanmış ailesinin acısı hep içinde yaşamaktadır. Kızı Melisa’dan kendisine yadigâr torunu Umut, onun için hayattaki her şeyden daha değerlidir. Hatta torununa sahip çıkmak ve ona bir yuva verebilmek için kocasını ve oğlunu karşısına almıştır. Umut’un iyi bir insan olması ve anne-baba yokluğu hissetmemesi için elinden geleni yapmaktadır. Bir diğer yandan ise kasabanın asayişi ve huzuru için canını dişine takıp çalışmaktadır. Herkesin hayatına dokunmak ve zor durumda yanlarında olmak için insan üstü bir çaba sarf etmektedir. Kasabada artışa geçen suç oranı yüzünden de aşırı endişelidir. Bir başına kurduğu düzen içerisinde ayakta kalma mücadelesi veren Mihri’nin sakin hayatı, günün birinde aldığı bir haberle sarsılır. Kızının ölümüne sebep olan ve birçok suça adı karışmış Ejder’in afla salıverilmesi, Mihri’nin hayatının bir daha asla eski haline dönmeyecek şekilde alt üst olmasına sebep olur. Artık hem kızına verdiği sözü tutmak ve Ejder’e hak ettiği cezayı vermek hem de gözü gibi baktığı torunu Umut’u bu fırtınadan korumak zorundadır. 
Ferzan-Emre Kınay Ferzan; içine kapanık, mesleğine aşık kasabanın yerel gazetesinin sahibidir. Gençlik aşkı Mihri’yle mutlu bir evlilik yapmış ardından yine gençlik hayali olan gazeteciliğe başlamıştır. Kendi çabalarıyla kurduğu ve özveriyle çalıştığı mesleğinde önemli yerlere gelmiştir. Önce Melisa, ardından da Emre’nin doğumuyla kendini dünyanın en şanslı adamı ilan etmiştir. Ta ki mükemmel hayatı kızı Melisa’nın ölümüyle yerle bir olana dek. Ferzan, kızı Melisa’nın oğlu Umut’u kendince haklı sebeplerden dolayı kabullenememiştir. Umut ona canı gibi sevdiği kızını, hayatının en büyük acısını hatırlatıyordur. Üstelik Ferzan yaşanan bu olaylardan sonra eşi Mihri gibi güçlü duramamıştır. Kaçmayı, içine kapanmayı seçmiştir. Mihri’den boşandıktan sonra, kendinden yaşça bir hayli genç Gökçe’yle nikah masasına oturarak yeni ve farklı bir başlangıç yapmayı denese de geçmiş peşini bırakmamaktadır. Ejder’in hapisten çıkması Ferzan’ı aslında ne Mihri’yi ne de ona karşı olan duygularını geçmişe gömemediği gerçeğiyle yüzleştirir. Bir yandan Ejder’le girdiği amansız mücadelede Mihri’nin yanında yerini alan Ferzan, diğer yandan ona delice aşık karısı Gökçe’nin, Mihri’ye olan düşmanlığı yüzünden yaptıklarıyla başa çıkmaya çalışacak ve iki kadın arasında kalacaktır.
Vedat-Ertan Saban Vedat, 47 yaşında kasabanın en bilindik en güçlü adamlarındır. Ailesi gibi Arnavut kökenlerine sıkı sıkıya bağlı, geleneksel değerlere inanan sert mizaçlı ve inatçı bir adamdır. Birden fazla iş kolunda başarılı biri olan Vedat, babasını genç yaşta kaybedince aile işinin başına geçerek kendi kendine ayakta kalmayı öğrenmiştir. Annesi ise her zaman en büyük koruyucusu ve destekçisi olmuştur. Bundan dolayı annesinin olurunu almadan hiçbir işe kalkışmamaktadır. Annesinin istediği üzerine uzaktan akrabası Hülya’yla evlenir. Fakat hiçbir zaman Hülya’yı çok sevmez. Zaten Hülya doğumdan kısa bir süre sonra amansız bir hastalığa yakalanır ve hayatını kaybeder. Uzunca bir süre hayatına aşk girmeyen Vedat, kendini işine adamıştır. Annesi her ne kadar oğlunun yeniden ‘genç ve doğurgan’ bir Arnavut kızıyla evlenmesini istese de Vedat aniden hayatına giren Mihri’den çok etkilenecek ve tadını unuttuğu hisleriyle yeniden yüzleşecektir.
Emel-Begüm Birgören Emel; debdebeli geçmişine sünger çekmiş, yepyeni ve farklı bir başlangıç yapmıştır. Ablası Mihri’ye sonsuz bir sevgiyle bağlı bir kardeşten de öte, onun kader ortağıdır. İstanbul’da başarılı ve parlak bir reklamcılık kariyeri varken, hayatı yaptığı yanlış seçimlerden dolayı tepe taklak olmuştur. 8 yıl önce yeğeni Melisa’nın kendini onun evinde asması, Emel’i sonsuza kadar kapanmaz ve kimselere anlatamadığı bir şekilde yaralamıştır. Günden güne kedere ve alkole teslim olan Emel artık tükenme noktasında kurtuluşu ablası Mihri’nin şefkatli kollarında bulmuştur. Kasabada ablasıyla birlikte sakin bir hayatı vardır. Kendi dünyasını yaratmıştır. Alkol sorununu geçmişte bırakmış, kendini el işleri konusunda geliştirmiştir. Mihri’yle, Umut’un sorumluluğunu paylaşmış ve ona anne/baba olmuşlardır. Ejder’in hayatlarına girmesiyle Mihri’nin kabusa dönen hayatını hep dengede tutmaya çalışan kişidir. Ablasının sağ duyusu, onu yanlıştan koruma duvarı hatta zor zamanlarında terapistidir. Emel hem ablası Mihri’ye destek olmak hem de Umut’u korumak için çırpınıp dururken, geçmişin hayaletleri tekrar karşısına çıkar. Üstelik bu geçmişin hayaletleri Emel’i tekrar o zor ve karanlık günlere sürüklemeye çalışırken aynı zamanda onu zorlu bir sınavla karşı karşıya bırakır.
Gökçe-Rojda Demirer Gökçe; 34 yaşında, güçlü, tuttuğunu koparan, kocasına aşık bir kadındır. Kasabanın önde gelen ailelerinden birinin kızı olan Gökçe, staj için çalışmaya başladığı kasabanın yerel gazetesinde Ferzan’ı ilk gördüğünde ona âşık olur. Hırslı ve inatçı bir genç kadın olduğundan, Ferzan’ın evliliğinin sarsıntıya girmesini bir fırsat olarak görür ve Ferzan’ı nikah masasına oturtur. Mihri’nin tam tersi bir mizaca sahip olan Gökçe, Ferzan’la çok mutlu olacağını umut ederek bu evliliğe başlasa da Mihri’nin hayaleti her zaman evliliklerinin üzerinde olmuştur. Gökçe, mücadeleci bir kadın olarak Ferzan’dan asla vazgeçmeyecek, kendi bildiği yollarla, kendi yöntemleriyle düzlüğe çıkarmaya çalıştığı evliliği için zaman zaman tehlikeli işlere kalkışacak ve yanlış kişilerle ittifak kuracaktır.
Emre-Baran Bölükbaşı Emre; 24 yaşında idealist, yakışıklı ve hayalleri olan bir gençtir. Ablası Melisa’nın başına gelen vahim olay nedeniyle alt üst olan ailesi, onun da hayatını derinden etkilemiştir. Tam da ergenliğe gireceği sırada çok da istemeden yaptığı bir seçim Emre'nin hayatını sonsuza kadar değiştirir. Annesi Mihri, Emre'nin ve babası Ferzan’ın tüm itirazlarına rağmen Umut’a sahip çıkınca Emre de babasıyla birlikte annesine yüz çevirir. Genç yaşta Saliha’yla çok da istemediği bir evlilik yapar. Sırf bir aileye sahip olmak, kendisinden esirgenen o ideal ailenin içinde olabilmek için kasabadan arkadaşı Saliha ile evlenir. Bu evlilik neticesinde ne büyük umutlarla girdiği üniversiteyi bitirebilir ne de hayallerini gerçekleştirebilir. Tüm bunlar neticesinde Emre içten içe Mihri’ye daha da kızar. Evliliğinde yaşadığı sorunlar ve Ejder’in tekrar hayatlarına girmesiyle bozulan düzeni yüzünden Emre bir müddet kendini kaybolmuş hissedecektir. Hiç beklemediği bir anda hayatına giren Hazan ise onun hayata tekrar tutunması için sağlam bir dal olacaktır.
Hazan-İpek Filiz Yazıcı Hazan; anne babasının göz bebeği, iyi, merhametli, sevecen ve başarılı bir öğrencidir. Onu tanıyanın bir kişinin onu sevmemesi adeta imkânsızdır. Sıcacık gülüşü ve içten tavrıyla herkesin gönlünü kazanabilir. Dünyayı gezmek ve bir gezi fotoğrafçısı olmak en büyük hayalidir. Fakat Hazan, cıvıl cıvıl, insanın içini aydınlatan bir genç kızken; Ejder’in saldırısından sonra ruhu incinmiş, kalbi kırılmış ve yaralı bir genç kıza dönüşmüştür. Yaşadığı ağır travma onun bir daha kolay kolay birine güvenmesine, bir gönül ilişkisine girmesine imkân tanımaz. Yıllardır içten içe hayranlık duyduğu Berke, en yakın arkadaşı Ceylan ve hayatına bir arkadaş olarak giren Emre ile hiç hesapta olmayan yeni bir yola girer. Annesi Suzan, son nefesini verirken canı gibi sevdiği kızı Hazan’ı, Mihri’ye emanet eder. Hazan hapisten çıkıp bir kabus gibi hayatına tekrar giren Ejder’e karşı Mihri’yle omuz omuza amansız bir mücadeleye girişir.
Ejder-Emre Bey Ejder; 28 yaşında yakışıklılığıyla bir görenin bir daha unutamayacağı bir genç adamdır. Zeki ama çarpık işleyen bir aklı vardır ve olayları kendi penceresinden görüp, kendi işine geldiği gibi yorumlamaktadır. Üvey babasından gördüğü şiddetten dolayı travmatik bir çocukluk geçirmiştir. Annesi Birgül, zayıf karakterli bir kadın olduğundan onu asla koruyamamıştır. Fakir ve sefil hayatı ona iyi bir eğitim alma fırsatı da vermemiştir. Hızla suç dünyasının aranılan bir siması olmuştur. Hapisten çıkar çıkmaz bulaştığı yeni bir suç hem Ejder’in hem de kasabadakilerin hayatlarını sonsuza kadar değiştirecektir. Bir oğlu olduğunu öğrenen Ejder, her ne pahasına olursa olsun oğlunu komiser Mihri’den geri almak için her türlü yolu deneyecektir.
Umut-Mehmet Turan Doğan Umut; 8 yaşında, akıllı, sevecen biraz da yaramaz bir çocuktur. Onu çok seven iki kadın tarafından el üstünde tutularak büyütülmüştür. Mihri ve Emel, Umut’a göz bebekleri gibi bakıyorlardır. Mihri bu küçük çocuğa sahip çıkmak ve onu düzgün bir şekilde büyütmek için herkesi karşısına almıştır. Büyüme sancıları içerisinde olan bu küçük çocuğa, baba figürünün eksikliğini hissettirmeden büyütmeye çalışmıştır. Umut, anne ve babasını öldü biliyordur. Annesi gerçekten o doğar doğmaz intihar etmiş olsa da günün birinde karşısına çıkan babası Umut’un tüm ayarlarını bozar. Umut, öldüğünü sandığı babası Ejder’i kanlı canlı karşısında görüp, üzerine bir de onunla kimsenin tahmin edemeyeceği derecede yakınlaşınca aile içindeki dengeler alt üst olur.


Ferzan-Emre Kınay Ferzan; içine kapanık, mesleğine aşık kasabanın yerel gazetesinin sahibidir. Gençlik aşkı Mihri’yle mutlu bir evlilik yapmış ardından yine gençlik hayali olan gazeteciliğe başlamıştır. Kendi çabalarıyla kurduğu ve özveriyle çalıştığı mesleğinde önemli yerlere gelmiştir. Önce Melisa, ardından da Emre’nin doğumuyla kendini dünyanın en şanslı adamı ilan etmiştir. Ta ki mükemmel hayatı kızı Melisa’nın ölümüyle yerle bir olana dek. Ferzan, kızı Melisa’nın oğlu Umut’u kendince haklı sebeplerden dolayı kabullenememiştir. Umut ona canı gibi sevdiği kızını, hayatının en büyük acısını hatırlatıyordur. Üstelik Ferzan yaşanan bu olaylardan sonra eşi Mihri gibi güçlü duramamıştır. Kaçmayı, içine kapanmayı seçmiştir. Mihri’den boşandıktan sonra, kendinden yaşça bir hayli genç Gökçe’yle nikah masasına oturarak yeni ve farklı bir başlangıç yapmayı denese de geçmiş peşini bırakmamaktadır. Ejder’in hapisten çıkması Ferzan’ı aslında ne Mihri’yi ne de ona karşı olan duygularını geçmişe gömemediği gerçeğiyle yüzleştirir. Bir yandan Ejder’le girdiği amansız mücadelede Mihri’nin yanında yerini alan Ferzan, diğer yandan ona delice aşık karısı Gökçe’nin, Mihri’ye olan düşmanlığı yüzünden yaptıklarıyla başa çıkmaya çalışacak ve iki kadın arasında kalacaktır.

Vedat-Ertan Saban Vedat, 47 yaşında kasabanın en bilindik en güçlü adamlarındır. Ailesi gibi Arnavut kökenlerine sıkı sıkıya bağlı, geleneksel değerlere inanan sert mizaçlı ve inatçı bir adamdır. Birden fazla iş kolunda başarılı biri olan Vedat, babasını genç yaşta kaybedince aile işinin başına geçerek kendi kendine ayakta kalmayı öğrenmiştir. Annesi ise her zaman en büyük koruyucusu ve destekçisi olmuştur. Bundan dolayı annesinin olurunu almadan hiçbir işe kalkışmamaktadır. Annesinin istediği üzerine uzaktan akrabası Hülya’yla evlenir. Fakat hiçbir zaman Hülya’yı çok sevmez. Zaten Hülya doğumdan kısa bir süre sonra amansız bir hastalığa yakalanır ve hayatını kaybeder. Uzunca bir süre hayatına aşk girmeyen Vedat, kendini işine adamıştır. Annesi her ne kadar oğlunun yeniden ‘genç ve doğurgan’ bir Arnavut kızıyla evlenmesini istese de Vedat aniden hayatına giren Mihri’den çok etkilenecek ve tadını unuttuğu hisleriyle yeniden yüzleşecektir.

Emel-Begüm Birgören Emel; debdebeli geçmişine sünger çekmiş, yepyeni ve farklı bir başlangıç yapmıştır. Ablası Mihri’ye sonsuz bir sevgiyle bağlı bir kardeşten de öte, onun kader ortağıdır. İstanbul’da başarılı ve parlak bir reklamcılık kariyeri varken, hayatı yaptığı yanlış seçimlerden dolayı tepe taklak olmuştur. 8 yıl önce yeğeni Melisa’nın kendini onun evinde asması, Emel’i sonsuza kadar kapanmaz ve kimselere anlatamadığı bir şekilde yaralamıştır. Günden güne kedere ve alkole teslim olan Emel artık tükenme noktasında kurtuluşu ablası Mihri’nin şefkatli kollarında bulmuştur. Kasabada ablasıyla birlikte sakin bir hayatı vardır. Kendi dünyasını yaratmıştır. Alkol sorununu geçmişte bırakmış, kendini el işleri konusunda geliştirmiştir. Mihri’yle, Umut’un sorumluluğunu paylaşmış ve ona anne/baba olmuşlardır. Ejder’in hayatlarına girmesiyle Mihri’nin kabusa dönen hayatını hep dengede tutmaya çalışan kişidir. Ablasının sağ duyusu, onu yanlıştan koruma duvarı hatta zor zamanlarında terapistidir. Emel hem ablası Mihri’ye destek olmak hem de Umut’u korumak için çırpınıp dururken, geçmişin hayaletleri tekrar karşısına çıkar. Üstelik bu geçmişin hayaletleri Emel’i tekrar o zor ve karanlık günlere sürüklemeye çalışırken aynı zamanda onu zorlu bir sınavla karşı karşıya bırakır.

Gökçe-Rojda Demirer Gökçe; 34 yaşında, güçlü, tuttuğunu koparan, kocasına aşık bir kadındır. Kasabanın önde gelen ailelerinden birinin kızı olan Gökçe, staj için çalışmaya başladığı kasabanın yerel gazetesinde Ferzan’ı ilk gördüğünde ona âşık olur. Hırslı ve inatçı bir genç kadın olduğundan, Ferzan’ın evliliğinin sarsıntıya girmesini bir fırsat olarak görür ve Ferzan’ı nikah masasına oturtur. Mihri’nin tam tersi bir mizaca sahip olan Gökçe, Ferzan’la çok mutlu olacağını umut ederek bu evliliğe başlasa da Mihri’nin hayaleti her zaman evliliklerinin üzerinde olmuştur. Gökçe, mücadeleci bir kadın olarak Ferzan’dan asla vazgeçmeyecek, kendi bildiği yollarla, kendi yöntemleriyle düzlüğe çıkarmaya çalıştığı evliliği için zaman zaman tehlikeli işlere kalkışacak ve yanlış kişilerle ittifak kuracaktır.

Emre-Baran Bölükbaşı Emre; 24 yaşında idealist, yakışıklı ve hayalleri olan bir gençtir. Ablası Melisa’nın başına gelen vahim olay nedeniyle alt üst olan ailesi, onun da hayatını derinden etkilemiştir. Tam da ergenliğe gireceği sırada çok da istemeden yaptığı bir seçim Emre'nin hayatını sonsuza kadar değiştirir. Annesi Mihri, Emre'nin ve babası Ferzan’ın tüm itirazlarına rağmen Umut’a sahip çıkınca Emre de babasıyla birlikte annesine yüz çevirir. Genç yaşta Saliha’yla çok da istemediği bir evlilik yapar. Sırf bir aileye sahip olmak, kendisinden esirgenen o ideal ailenin içinde olabilmek için kasabadan arkadaşı Saliha ile evlenir. Bu evlilik neticesinde ne büyük umutlarla girdiği üniversiteyi bitirebilir ne de hayallerini gerçekleştirebilir. Tüm bunlar neticesinde Emre içten içe Mihri’ye daha da kızar. Evliliğinde yaşadığı sorunlar ve Ejder’in tekrar hayatlarına girmesiyle bozulan düzeni yüzünden Emre bir müddet kendini kaybolmuş hissedecektir. Hiç beklemediği bir anda hayatına giren Hazan ise onun hayata tekrar tutunması için sağlam bir dal olacaktır.

Hazan-İpek Filiz Yazıcı Hazan; anne babasının göz bebeği, iyi, merhametli, sevecen ve başarılı bir öğrencidir. Onu tanıyanın bir kişinin onu sevmemesi adeta imkânsızdır. Sıcacık gülüşü ve içten tavrıyla herkesin gönlünü kazanabilir. Dünyayı gezmek ve bir gezi fotoğrafçısı olmak en büyük hayalidir. Fakat Hazan, cıvıl cıvıl, insanın içini aydınlatan bir genç kızken; Ejder’in saldırısından sonra ruhu incinmiş, kalbi kırılmış ve yaralı bir genç kıza dönüşmüştür. Yaşadığı ağır travma onun bir daha kolay kolay birine güvenmesine, bir gönül ilişkisine girmesine imkân tanımaz. Yıllardır içten içe hayranlık duyduğu Berke, en yakın arkadaşı Ceylan ve hayatına bir arkadaş olarak giren Emre ile hiç hesapta olmayan yeni bir yola girer. Annesi Suzan, son nefesini verirken canı gibi sevdiği kızı Hazan’ı, Mihri’ye emanet eder. Hazan hapisten çıkıp bir kabus gibi hayatına tekrar giren Ejder’e karşı Mihri’yle omuz omuza amansız bir mücadeleye girişir.

Ejder-Emre Bey Ejder; 28 yaşında yakışıklılığıyla bir görenin bir daha unutamayacağı bir genç adamdır. Zeki ama çarpık işleyen bir aklı vardır ve olayları kendi penceresinden görüp, kendi işine geldiği gibi yorumlamaktadır. Üvey babasından gördüğü şiddetten dolayı travmatik bir çocukluk geçirmiştir. Annesi Birgül, zayıf karakterli bir kadın olduğundan onu asla koruyamamıştır. Fakir ve sefil hayatı ona iyi bir eğitim alma fırsatı da vermemiştir. Hızla suç dünyasının aranılan bir siması olmuştur. Hapisten çıkar çıkmaz bulaştığı yeni bir suç hem Ejder’in hem de kasabadakilerin hayatlarını sonsuza kadar değiştirecektir. Bir oğlu olduğunu öğrenen Ejder, her ne pahasına olursa olsun oğlunu komiser Mihri’den geri almak için her türlü yolu deneyecektir.

Umut-Mehmet Turan Doğan Umut; 8 yaşında, akıllı, sevecen biraz da yaramaz bir çocuktur. Onu çok seven iki kadın tarafından el üstünde tutularak büyütülmüştür. Mihri ve Emel, Umut’a göz bebekleri gibi bakıyorlardır. Mihri bu küçük çocuğa sahip çıkmak ve onu düzgün bir şekilde büyütmek için herkesi karşısına almıştır. Büyüme sancıları içerisinde olan bu küçük çocuğa, baba figürünün eksikliğini hissettirmeden büyütmeye çalışmıştır. Umut, anne ve babasını öldü biliyordur. Annesi gerçekten o doğar doğmaz intihar etmiş olsa da günün birinde karşısına çıkan babası Umut’un tüm ayarlarını bozar. Umut, öldüğünü sandığı babası Ejder’i kanlı canlı karşısında görüp, üzerine bir de onunla kimsenin tahmin edemeyeceği derecede yakınlaşınca aile içindeki dengeler alt üst olur.
Son Nefesime Kadar, ilk bölümüyle yarın akşam (23 Şubat Çarşamba) saat 20.00'de FOX'ta!
