Physical Review Letters adındaki akademik dergide yayımlanan araştırmada bilim insanları oldukça ilginç bir teoriyi gündeme düşürdü. Bilim insanları, nasıl göründüğüyle ilgili bilgi veremiyor olsa da evrendeki kütleçekimi etkileyen bir ‘ayna dünya’nın var olabileceğini düşündüklerini belirttiler.
Üç bilim insanının yayımladığı bu çalışmanın yapılma sebebi, Hubble Sabiti’yle ilgili sorunlar. Hubble Sabiti, ünlü astronom Edwin Hubble’dan adını alan bir kavram. Bir tür sabit sayı, evrenin genişleme hızını temsil ediyor. Fakat konuyla ilgili çalışmalar, bu sabit için birbirinden farklı sonuçların oluşmasına da sebep olabiliyor.
Hubble Sabiti uyuşmazlığının nedeni paralel evren olabilir
Geçen günlerde hakkında bilgi verilen sabitteki uyuşmazlığın nedenini araştırmayı amaçlayan bilim insanları sebebinin henüz göremediğimiz parçacıklardan oluşan ‘ayna dünya’ olabileceğini açıkladı. Bu teoriyle ilgili açıklamalarında ise “Kozmolojide yaptığımız çoğu gözlemde evrenin bir bütün olarak yeniden ölçeklendirme durumunda doğal bir simetri olduğunu gösteriyor. Evrenin genişleme hızına dair yapılan farklı ölçümler içinde neden bir tutarsızlık olduğunu anlamak için yol sağlayabilir” ifadelerine yer verdiler.
Açıklamalara göre bilim insanları, standart kozmolojik modellerde önceden fark edilmemiş matematiksel bir özellik buldu. Bunun da daha fazla bir genişleme hızına imkan tanıdığını ve standart modele göre tahminlerin hiç değişmediği belirtildi. Bilim insanlarının yaptığı çalışmada kütleçekimsel serbest düşüş hızı ile foton-elektron dağılım hızının tek bir şekilde ölçeklendirilmesinin genel anlamda boyutsuz kozmolojik gözlemleri değiştirmediğini kanıtladı.
Yani bu noktada uzmanların yapmaya çalıştığı kozmolojik kurallar ihlal edilmeden Hubble Sabiti’ndeki uyuşmazlığı ele almaz. İşte evrenin bu şekilde kullanılmasında sadece kütleçekimsel etkisini görmemizde görünmeyen bir ayna dünyanın varlığına işaret ediyor olabilir.
Francis Yan Cry-Racine, son olarak bu parçaların kopyalarının olacağı paralel evrenden bahsederken “Çılgınca görülebilir, ama bu ayna dünyaların önemli bir fizik literatürü bulunuyor. Yaptığımız çalışma ise bu geniş literatürü kozmolojide oldukça önemli bir soruna bağlıyor” ifadelerini kullandı.
Üç bilim insanının yayımladığı bu çalışmanın yapılma sebebi, Hubble Sabiti’yle ilgili sorunlar. Hubble Sabiti, ünlü astronom Edwin Hubble’dan adını alan bir kavram. Bir tür sabit sayı, evrenin genişleme hızını temsil ediyor. Fakat konuyla ilgili çalışmalar, bu sabit için birbirinden farklı sonuçların oluşmasına da sebep olabiliyor.
Hubble Sabiti uyuşmazlığının nedeni paralel evren olabilir
Geçen günlerde hakkında bilgi verilen sabitteki uyuşmazlığın nedenini araştırmayı amaçlayan bilim insanları sebebinin henüz göremediğimiz parçacıklardan oluşan ‘ayna dünya’ olabileceğini açıkladı. Bu teoriyle ilgili açıklamalarında ise “Kozmolojide yaptığımız çoğu gözlemde evrenin bir bütün olarak yeniden ölçeklendirme durumunda doğal bir simetri olduğunu gösteriyor. Evrenin genişleme hızına dair yapılan farklı ölçümler içinde neden bir tutarsızlık olduğunu anlamak için yol sağlayabilir” ifadelerine yer verdiler.
Açıklamalara göre bilim insanları, standart kozmolojik modellerde önceden fark edilmemiş matematiksel bir özellik buldu. Bunun da daha fazla bir genişleme hızına imkan tanıdığını ve standart modele göre tahminlerin hiç değişmediği belirtildi. Bilim insanlarının yaptığı çalışmada kütleçekimsel serbest düşüş hızı ile foton-elektron dağılım hızının tek bir şekilde ölçeklendirilmesinin genel anlamda boyutsuz kozmolojik gözlemleri değiştirmediğini kanıtladı.
Yani bu noktada uzmanların yapmaya çalıştığı kozmolojik kurallar ihlal edilmeden Hubble Sabiti’ndeki uyuşmazlığı ele almaz. İşte evrenin bu şekilde kullanılmasında sadece kütleçekimsel etkisini görmemizde görünmeyen bir ayna dünyanın varlığına işaret ediyor olabilir.
Francis Yan Cry-Racine, son olarak bu parçaların kopyalarının olacağı paralel evrenden bahsederken “Çılgınca görülebilir, ama bu ayna dünyaların önemli bir fizik literatürü bulunuyor. Yaptığımız çalışma ise bu geniş literatürü kozmolojide oldukça önemli bir soruna bağlıyor” ifadelerini kullandı.
