10 Kasım 1938 yılında sabah saat 09:05 ‘te Türkiye büyük bir hüzün ile yasa boğuldu. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, bundan tam 83 sene önce 10 kasım gününde hayata veda etti. Türkiye de her 10 Kasım gününde ATA ‘sını büyük bir özlem ile ve saygı ile anarak yad etmektedir. Aynı zamanda vatandaşlar tarafından 10 Kasım gününde ulaşım ücretsiz mi olacak? Marmaray, metrobüs ile otobüsler 10 Kasım gününde bedava mı olacak? şeklindeki soruların yanıtlarını da merak ederek araştırmaya başlamışlardır.
10 Kasım gününde ulaşım ücretsiz mi olacak?
10 Kasım günü, Türkiye Devletinin kurucusu olan büyük komutan ulu önderimiz Mustafa Kemal atatürk adına düzenlenmekte olan ulusal çapta bir yastır. Bu yüzden de 10 Kasım günü resmi tatil değildir ve ulaşım araçları da o gün ücretsiz olarak çalışmamaktadır.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ‘ün vefatı
Mustafa Kemal Atatürk ‘ün ölürken yanında olan kişiler tarafından naklen dile getirilen sözler şu şekildedir;
Dönemin Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak:
‘’ akşam saat 18.00 ‘den sonra Atatürk ‘ün yanından ayrılarak günlük işlerim ile alakadar olmak üzere büroma kadar gitmiştim, aradan çok fazla bir zaman geçmeden Atatürk ‘ün fenalaştığı haberini telefon ile verdiler ( saat 18.55 ). Telaş içinde hususi daireye koştum ve yatak odasının iç içe olan iki kapısı arasında bulunan boşlukta Ali Kılıç Bey durmaktaydı. Odaya giriş yaptığımda Atatürk ‘ü şu vaziyet halinde gördüm: Yatağın ortasında her iki elini de yanlarına dayamış şekilde oturuyor ve mütemadiyen öğürerek ‘’ Allah kahretsin ‘’ diye söylenmekteydi; ara sıra da hizmetçilerin tuttukları tasa koyu kahverengi bir mayi yani pıhtılaşmış kan çıkarmaktaydı.
Nöbetçi Doktor olan Abrevaya ve o esnada yetişen Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp kendisine bir taraftan birtakım ilaçlar enjekte ediyorlardı bir taraftan da buz parçaları yutturmaya başladılar, bir an sağ tarafında yer alan tuvalet masasının üzerinde duran saate baktı ve her halde iyi bir şekilde görmüyordu ki dönerek bana sordu:
‘’ Saat kaç? ‘’
Bende cevapladım: ‘’ Saat 7.00 Efendim. ‘’
Aynı soruyu bir iki kere daha tekrarladı ve bende kendisine aynı cevabı verdim. Biraz sükunet bulduktan sonra da yatağına yatırdık ve başucuna sokuldum:
‘’ Biraz daha rahat ettiniz değil mi efendim? ‘’ diye kendisine sordum.
O da; ‘’ Evet.. ‘’ şeklinde yanıt verdi.
Arkamdan da Neşet Ömer İrdelp yanaşarak rica etti ve ‘’ Dilinizi çıkarır mısınız efendim? ‘’ diye sordu.
ATAM, dilini sadece yarısına kadar çıkarabildi ve Dr. İrdelp de tekrar seslenerek: ‘’ Lütfen biraz daha dilinizi uzatın! ‘’ dedi. Ama nafile!. Atatürk artık kendisine söylenen hiçbir şeyi anlamıyordu ve dilini uzatacağı yerde de tekrar içeri soktu, başını biraz sağ tarafa doğru çevirip Dr. İrdelp Bey ‘e dikkatli bir şekilde baktıktan sonra ‘’ Aleykümselam ‘’ dedi ve söylediği son sözü de bu oldu. İkinci ponksiyondan 30 saat sonrasında da komaya girdi. ‘’
9 Kasım gününde ve gecesinde de bu ağır koma hali devam etti ve Atatürk, 10 Kasım 1938 Perşembe gününde sabah saat 09.05 ‘te İstanbul Dolmabahçe Sarayı ‘nda hayata ve milletine veda etti.
Mustafa Kemal Atatürk, öldükten sonra 21 Kasım 1938 yılında geçici bir süreliğine Ankara Etnografya Müzesi ‘ne naaşı konuldu ve tarihler 10 Kasım 1953 yılını gösterdiğinde de kendisi için özel olarak hazırlanmış olan anıt mezarı Anıtkabir ‘e nakledildi.
10 Kasım gününde ulaşım ücretsiz mi olacak?
10 Kasım günü, Türkiye Devletinin kurucusu olan büyük komutan ulu önderimiz Mustafa Kemal atatürk adına düzenlenmekte olan ulusal çapta bir yastır. Bu yüzden de 10 Kasım günü resmi tatil değildir ve ulaşım araçları da o gün ücretsiz olarak çalışmamaktadır.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ‘ün vefatı
Mustafa Kemal Atatürk ‘ün ölürken yanında olan kişiler tarafından naklen dile getirilen sözler şu şekildedir;
Dönemin Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak:
‘’ akşam saat 18.00 ‘den sonra Atatürk ‘ün yanından ayrılarak günlük işlerim ile alakadar olmak üzere büroma kadar gitmiştim, aradan çok fazla bir zaman geçmeden Atatürk ‘ün fenalaştığı haberini telefon ile verdiler ( saat 18.55 ). Telaş içinde hususi daireye koştum ve yatak odasının iç içe olan iki kapısı arasında bulunan boşlukta Ali Kılıç Bey durmaktaydı. Odaya giriş yaptığımda Atatürk ‘ü şu vaziyet halinde gördüm: Yatağın ortasında her iki elini de yanlarına dayamış şekilde oturuyor ve mütemadiyen öğürerek ‘’ Allah kahretsin ‘’ diye söylenmekteydi; ara sıra da hizmetçilerin tuttukları tasa koyu kahverengi bir mayi yani pıhtılaşmış kan çıkarmaktaydı.
Nöbetçi Doktor olan Abrevaya ve o esnada yetişen Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp kendisine bir taraftan birtakım ilaçlar enjekte ediyorlardı bir taraftan da buz parçaları yutturmaya başladılar, bir an sağ tarafında yer alan tuvalet masasının üzerinde duran saate baktı ve her halde iyi bir şekilde görmüyordu ki dönerek bana sordu:
‘’ Saat kaç? ‘’
Bende cevapladım: ‘’ Saat 7.00 Efendim. ‘’
Aynı soruyu bir iki kere daha tekrarladı ve bende kendisine aynı cevabı verdim. Biraz sükunet bulduktan sonra da yatağına yatırdık ve başucuna sokuldum:
‘’ Biraz daha rahat ettiniz değil mi efendim? ‘’ diye kendisine sordum.
O da; ‘’ Evet.. ‘’ şeklinde yanıt verdi.
Arkamdan da Neşet Ömer İrdelp yanaşarak rica etti ve ‘’ Dilinizi çıkarır mısınız efendim? ‘’ diye sordu.
ATAM, dilini sadece yarısına kadar çıkarabildi ve Dr. İrdelp de tekrar seslenerek: ‘’ Lütfen biraz daha dilinizi uzatın! ‘’ dedi. Ama nafile!. Atatürk artık kendisine söylenen hiçbir şeyi anlamıyordu ve dilini uzatacağı yerde de tekrar içeri soktu, başını biraz sağ tarafa doğru çevirip Dr. İrdelp Bey ‘e dikkatli bir şekilde baktıktan sonra ‘’ Aleykümselam ‘’ dedi ve söylediği son sözü de bu oldu. İkinci ponksiyondan 30 saat sonrasında da komaya girdi. ‘’
9 Kasım gününde ve gecesinde de bu ağır koma hali devam etti ve Atatürk, 10 Kasım 1938 Perşembe gününde sabah saat 09.05 ‘te İstanbul Dolmabahçe Sarayı ‘nda hayata ve milletine veda etti.
Mustafa Kemal Atatürk, öldükten sonra 21 Kasım 1938 yılında geçici bir süreliğine Ankara Etnografya Müzesi ‘ne naaşı konuldu ve tarihler 10 Kasım 1953 yılını gösterdiğinde de kendisi için özel olarak hazırlanmış olan anıt mezarı Anıtkabir ‘e nakledildi.